Tavsiye ederiz.
Sistem tercihi genellikle hekim tarafından kliniğe implant diş eksikliklerinin tedavisi için başvuran hastaların çeşitliliğine göre yapılır. Klinik değerlendirmeyle hastanın ihtiyacı belirlenir ve sistem seçimi, tedavi edilen hasta gruplarının ihtiyaçlarına olduğu kadar, hekimin becerilerine ve belli bir sisteme olan aşinalığına dayanarak yapılır. Bireysel seviyede, öngörülebilir sonuçlar elde edebilmek, kanıta dayalı sonuçlardan ziyade tercih edilen sistemle olan alışkanlıkla ilişkilidir. Günümüzde piyasada olan sistemlerin çoğu hem altyapı hem de restorasyonla ilgili pek çok seçenek sunmakla birlikte, sistem tercihi yapılırken aşağıdaki değişkenler göz önüne alınmalıdır:
Kanıtlanmış başarılı bir geçmişi olmalıdır.
Güçlü implantları olmalı, tercihen saf titanyumdan veya osseointegrasyonu olumsuz etkilemeyen bir titanyum alaşımından imal edilmiş olmalıdır.
Çok yönlü protez parçaları olmalı, tek veya iki aşamalı kullanılabilme seçeneği sunmalıdır.
Kullanıcı dostu olmalı, takibi ve öğrenmesi kolay olmalıdır.
İmplant Başarısızlığı
Nadiren de olsa, implantın çeneye kaynaması gerçekleşmez. Böyle bir durum hem hasta hem de hekim için rahatsız edicidir. Başarısız bir implant bazen rahatsızlık vermez, bazen dişetinde lokalize bir iltahap izlenebilir. Genellikle başarısızlığın sebebi belirlenemese de, neden olabilecek risk faktörleri vardır. En sık rastlanan, altyapının iyileşme sürecinde rahatsız edilmesidir. Bu riski minimize etmek için, hareketli protezler erken iyileşme döneminde takılmamalıdır. Aynı şekilde sigara da yerel kan desteğini azaltır ve yüksek başarısızlık riskiyle ilişkilendirilmiştir başarısızlığa sebep olabilecek diğer faktörler, yerleşim bölgesinde enfeksiyon ve yerleşim sırasında zayıf cerrahi teknik ve kemiğin aşırı ısnmasıdır. Greftlenmiş kemiğe yerleştirilen implantlar bazen yetersiz kanlanma sebebiyle başarısız olabilirler
